• Nombre de visites :
  • 3540
  • 15/2/2009
  • Date :

Hz. Peygamber’in Sabrı

hz. muhammed (saa)

     İslam peygamberi Allah tarafından sabırlı olmakla görevlendirilmişti.

“(Ey Muhammed!) Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret.”[1]

“Sabret! Çünkü Allah iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmez.”[2]

“(Ey Muhammed!) O halde yüksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret.”[3]

“Rabbinin rızasına ermek için sabret.”[4]

“Sen, Rabbinin hükmüne sabret. Balık sahibi (Yûnus) gibi olma. Hani o, (balığın karnında) kederli bir halde Rabbine yakarmıştı.” [5]

“Sen sabret! Şüphesiz Allah’ın verdiği söz gerçektir”[6]

“Ey Muhammed! Onların (kötü ve çirkin konuşmalarına, iftiralarına, alay etmelerine, küçümsemelerine ve kötü davranışlarına) söylediklerine karşı sabret.”[7]

      Muhaliflerin sözlerine karşı sabırlı olma emri dört kez gelmişse, bahane aramaların, yanlış propagandaların, insanları kuşkulandırmaların, bitmeyen ve gereksiz isteklerin, dilleriyle yaptıkları eziyetlerin Hz. peygamberi daha fazla üzen şeyler olduğunun bir göstergesidir.

       Peki, bunların tamamının karşısında Hz. peygamberi (s.a.a) sabırlı kılan şey neydi?

Kuran ayetlerine baktığımızda Allah Teâlâ’nın çeşitli yollarla onlara karşı sabırlı kıldığını rahtlıkla görmekteyiz. Allah Teâlâ, İslam dinini tüm dinlere galip geleceği vaadini vermiştir.

       “O, Peygamberini hidayet ve hak din ile gönderendir. (Allah) o hak dini bütün dinlere üstün kılmak için (böyle yaptı). Şahit olarak Allah yeter”[8]

      “O, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar da dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.”[9]

      “Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz.”[10]

     “İşte durum bu: (Allah müminleri güzel bir şekilde dener), bir de Allah kâfirlerin tuzağını zayıf düşürendir.”[11]

     “Şüphesiz biz, Allah ile beraber başka ilah edinen alaycılara karşı sana yeteriz. İlerde bilecekler.”[12]

Kuranı koruyacağını vaat etmiştir.

     “- Şüphesiz o zikri (Kuran’ı) biz indirdik biz! Onun koruyucusu da elbette biziz.”[13]

     “Andolsun, Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebur’da da, “Yeryüzüne muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır” diye yazmıştık.”[14]

      “Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden önce geçenleri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için hoşnut ve razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaat de bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir.”[15]

      “Andolsun, peygamber olarak gönderilen kullarımız hakkında şu sözümüz geçmişti, “Onlara mutlaka yardım edilecektir.” “Şüphesiz ordularımız galip gelecektir.”[16]

---------------------------------------------------

[1] - Yunus 109

[2] - Hud 115

[3] - Ahkaf 35

[4] - Müddesir 7

[5] - Kalem 48

[6] - Mümin 77

[7] - Sad 17

[8] . Feth 28

[9] - Tevbe 33

[10] - Tevbe 32

[11] - Enfal 18

[12] - Hicr 95

[13] - Hicr 9

[14] - Enbiya 105

[15] - Nur 55

[16] - Saffat 171-173

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)