• Nombre de visites :
  • 1503
  • 3/8/2011
  • Date :

Boşanan Çiftlerin Çocukları

boşanan çiftlerin çocukları

Ailede yaşanan problemler, çiftler arasındaki ayrılıklar ve boşanmalar, gelişim sürecindeki çocukların hâl ve hareketlerinde oluşan olumsuzlukların, kişilik bozukluklarının en büyük nedenlerinden birisidir. Aile arasındaki iletişim kopukluğu, bu süreç içerisinde çocukların kişiliklerini bulmasında ve şahsiyetlerinin oturmasında olumsuz yönde etkileşim yaşanmasını da beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda anne-babaların uzun süreli ayrılıkları, yaşanan huzursuzluklar, ilgi ve alâka yetersizliği ve buna benzer ailevî problemler, ileri dönemlerde çocuklarda anti-sosyal kişilik bozukluğu ve ruhsal çöküntülerin meydana gelmesiyle kendini gösterecektir.

Etik olarak varlığını yitirmiş, nicelik ve nitelikten yoksun ve hiçbir sağlam değer üzerine inşa edilmemiş bir aile portföyünün mensubu çocuklarda aşırı hırs, öfke, hırçınlık, ürkeklik ve içine kapanıklık psikolojisi zamanla oluşum gösterecektir. Burada dikkat edilmesi gereken en büyük nokta ise, bu etkileşimden erkek çocuklarından daha ziyade kız çocuklarının pay almasıdır. Zira boşanmış bir ailenin kız çocuklarında gözlemlenen ürkeklik ve hırçınlık, erkek çocuklarına oranla daha fazladır.

Sağlam temeller üzerine kurulu bir aile çekirdeğinde, toplumun en küçük bireyini oluşturan çocuklar, gerekli ilgi ve alâkaya paralel olarak olumlu yönde bir etkileşim ile gelişirken, boşanma hadisesine maruz kalan ve gerekli aile sevgisinden mahrum bırakılan çocukların ise, tam aksi bir yansımayla gelişmeleri olumsuz yönde etkilenmektedir. Başarılı ve mutlu bir aile çatısı altındaki çocuklarda gözlemlenen hırçınlık, hâl ve davranışlarındaki olumsuzluklar, problemli ailelere oranla daha az olduğu çok açık görülmektedir.

Aile bireyleri arasında yaşanan problemler, sıkıntılar hiç şüphesiz çocukların ruhen ve bedenen gelişmesinde önemli bir rol oynadığı gibi, kendilerine olan güvenlerinin sarsılmasına; kararsızlığa, ruhsal çöküntüye ve özgüvensizliğe doğru hızla sürükleneceklerine de neden olacaktır. Bu etkileşim, ayrılmakla sonuçlanan bir yuvadan arta kalan çocuklar üzerinde bıraktığı etkiden daha şiddetli olacaktır.

Ailelerinden ayrı düşmüş, gerekli ilgi, sevgi, şefkat ve merhamete hasret kalmış çocuklar, toplum içerisinde anti-sosyal tavırlar sergileyerek günbegün artan bunalım, üzüntü, dışlanmışlık, kompleks, günah hissi, korku ve psikolojik problemler ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Genel olarak bakıldığında, ortak hayat mücadelesinde yenik düşmüş ve evliliklerini sürdürememiş ailelerin çocukları toplumsal faaliyetlerde sürekli geri kalmış, asabi ve hırçın insanlar olarak göze çarpmaktadırlar. Diğerlerinin aksine hayatın çeşitli merhalelerinde kötümser, aşırı duygusal ve sorunlu bir tablo çizmektedirler.

Ailelerinde boşanma yaşanmış çocuklar iki kategoride değerlendirilebilir:

Birincisi, kendi istek ve iradeleri dışında, sadece ve sadece babalarının yönlendirmeleri ve direktifleri doğrultusunda hareket edenler.

İkincisi ise, bunun tam aksi olan annelerinin yönlendirmeleri, yol göstermeleri ile kendi irade ve istekleri dışında hayatlarını sürdürenler.

Bununla birlikte boşanmanın hemen akabinde gelen çeşitli etkenler ve bu etkenlere bağlı olarak uzak-yakın akrabaların ilgi odağı olma, onların sürekli gözetimleri altında tutulma ve onlara doğru itilme mekanizmasının önüne geçilemeyecek derecede hızla ilerleyişi de, ilgisizlik oyununun talihsiz figüranları misali çocuklar için apayrı bir kaos oluşturmaktadır. Böyle bir ortamın gereklerini de kusursuz olarak (mecburen) yerine getiren çocuklar, bu defa suç ve kanunsuzluk deryasının girdabına doğru sürüklendikleri bilincine de varamayacaklardır. Asıl amacı kötü emellerine alet ve onlardan su-i istifade etmek olan birtakım çevreler, çocukları muhtaç oldukları sevgi, şefkat kucağının büyülü esrarıyla kandırarak onları fuhşa veya diğer çeşitli suç mekanizmalarına (hırsızlık, kapkaççılık, gasp vs…) sürükleyeceklerdir. Sonuç itibariyle de bu çocuklar, gelecekte toplumun kanayan yarası hâline geleceklerdir.

Çocukların tekrar topluma kazandırılması, onların sosyal hayata alışmaları, cezaî yöntemlerle asla mümkün değildir. Zira bu yöntemler onların, belleklerine kazınmış, alışkanlık hâline gelmiş, tekrarlılığını koruyan ve yeniden yeşerecek bir köke sahip olan bu tür problemlerini asla çözemez.

Boşanmalardan meydana gelen psikolojik sorunların tehlikeli boyutlara ulaşması, sadece kadın-erkeği, anne-babayı bağlayan bir sorun değildir. Bilâkis çocukları da kendi ağına düşürecek ve mutlaka onların da yakalarına yapışacaktır ve çocuklar boşanmadan kaynaklanan mutsuzluğu, sevgiyi, şefkati, sıcak ana-baba kucağını, muhabbet ortamını kalplerinde sürekliliğini koruyan ve asla sönmeyen bir ateş gibi saklayacaklardır...

 Kıble


Çocuk ve Korku-1

Çocuk ve Merak-1

Çocuğun Önemi ve Değeri -1

Muhabbet 1

Çocuklara Güzel Örnek Olmalıyız

  • Yazdır

    Arkadaşlarına gönder

    Yorumlar (0)